2 Ağustos 2010 Pazartesi

boş sokak


Günlerdir kendimi düşünüyorum kendimi tanımlıyorum,kendimi dinliyorum... Ne çok özelliğim varmış bilmediğim mesela güzel bir ölü olmaktansa çirkin hayata devam etmek isteyenlerdenmişim bende.. sokaklarda sevişerek ölmek isteyenlerden..Ne çok mükemmel sandığım ama sadece mükemmel anlar yaşadığım insan varmış...Meğer İnsan öldürmekten ne kadar da çok korkarmış onu tanımadan önce şimdi sokaklar cesetlerimle dolu..
saat 03:45 balkon parmaklıklarından sallandırdım ayaklarımı tıpkı küçüklüğümdeki gibi tek bir fark arkamda benim için endişelenen annem olmadan.Kendimi özgür hissetiğim tek andır parmaklıklardan sallanmak.Sokak nekadar da sessiz öyleyse neden bu görültü, sokak bomboş öyleyse neden bu kalabalık.. İnsanın çığlıkları sesizlikte duyulurmuş ancak... Şöyle bir göz gezdirdim kaldırımlara ne kadar da çok insan var kaldırım da yorulupda yola çıkınca perişan olan..
Çıplak bedenler gördüm o boş sokakta ruhlarını tasmayla dolaştıran
Çıkmaz sokaklar gördüm ucunda hayat belirtsi yokken aydınlığa kavuşan
Kendinden vazgeçmiş kızlar gördüm altına yatsan fuhuş sayılmıycak adamlar için ağlayan...
Barlar da insanlar gördüm hayata haykırmadıklarını kadehlere haykıran,
Kalbi katı insanlar gördüm darbe yemekten kaskatı kesilmiş insanlar bunlar suçlayamadım ölü gözlerle baktım..
Ruhu tatmin olmuş insanlar gördüm bedenen hiç tatmin olmayan..
Annesinden tokat yemiş o küçük kız çocuğunu gördüm,büyüyünce yiyeceği tokatları hesaba katmadan ağlayan..
ölüleri gömen babalar gördüm çocukları umrunda olmadan hırsla gömen...
Çember sakallı adamı gördüm çarşaflı karısıyla birlikte,arkasında yürüyen o küçük çocukların suçu neydi peki?
Mavi gözlü devi gördüm ''gitmeseydin be atam''dedim gülümsedi ve ''yaşasaydım şimdi gördüğün bütün atatürkçüleri kendi ellerimle vururdum'' dedi sustum..
Seni gördüm o kalabalıkta bana bakıyordun yine o arsız gülümsemenle
Gururumu gördüm ayaklarının altında,ruhumu gördüm yamacında,benliğimi gördüm ellerin de, aklım kalmış gömleğinin cebinde çevirdim kafamı aldırmadan alışmıştım nede olsa...
O kızı gördüm evet evet o kızdı karşımdaki paramparça iken bütünmüş gibi davranan kendine acıyan ama kimseyi acıtmayan
Sokaktaki fahişeyi gördüm onsuz olurmuydu bu boş sokak,telaşlıydı çorabı kaçmıştı gün doğmadan değiştirmeliydi,makyajı akmıştı hemen tazelemiliydi yoksa onu sikmezlerdi çocuğu evde açtı,dram içinde dram yaşıyordu,penis peşindeydi ekmek parası için
Özürlü çocuğunu ''benim yakışıklı oğlum,benim güzel oğlum,benim aslan oğlum'' diye seven anneyi gördüm,dış görünüşünden memnun olmayan insanlara inat..
Evcilleşmeyen hayvanlar gördüm kulaklarına fısıldadım ''insanlara da anlatın özgürlüğü''
Neydi bu kargaşa ''hayat''mıydı adı..
Tanrıya inanmıştım oysa sadece 5 dakikalığına ...

1 yorum:

  1. harikulade.. oturup onlarca kez daha okuyabilirim bi anda duygulandırdın beni

    YanıtlaSil