22 Ağustos 2010 Pazar

özlüyorum bazen sonra geçiyor

''Sarı elbisemimi giysem yoksa pembeyimi yok yok kırmızı buluzimle beyaz pantolon en iyisi ama bunlar da çok klişe en iyisi siyah dar elbiseyi giymek ama buda çok iddialı
olmaz mı?ilk günden korkutmamk lazım.O zaman kot pantolonumla beyaz bulizimi giyeyim altınada beyaz topuklu ayakkabılarımı hem şık hem sade.Saçlarımıda su dalgası yaptımmı tamamdır.''Bu heycanla kalkmıştım o gün yataktan tüm telaşımla hazırlanıp sözleştiğimiz yere 5 dakika kala gitmiştim.''Makyajım bozulmuşmuydu acaba,bu topuklu ayakkabılarıda nerden giyidim ayağımı acıttı''bunlar aklımdan geçerken karşıdan beni izlediğini fark ettim.Masaya hızlı adımlarla gittim.''Telaşlanıcak ne vardı diğerleri gibiydi işte diğerlerine haksızlık olurdu onlar daha da yakışıklıydı.Bu adamın havası bile kalmamıştı senin yanında''.Konuşma faslına geçtiğimizde gözlerimin en iç noktasındaydı gözleri etkilenmiştim doğrusu.Nazik tavırları,muzip ama yerinde gülümsemeleri dikkatimi çekmeye başladı.Kendinden emin tavrı sinirimi bozsada başımı döndürmüştü.Üzerime titrer gibi bir hali vardı.Elleri erkek eline göre çok bakımlıydı.Parfümü hiçte fena değilmiş aslında geçenin başında bayat bir kkoku olduğunu düşünmüştüm oysa.Etkilemek için yaptığı her manevra başarılı çıkmıştı gece boyunca.Gecenin sonunda kurbağ prense dönüşmüştü.Nerden bilebilirdim prensesin öpücüğüyle prense dönüşen kurbağının masalın sonunda prensesi kurbağaya çevireceğini...
Günler geçtikçe heycanlar çoğalmıştı,paylaşımlar birbirini kovalıyordu.Hergünün sonunda aşık kalan elde ben...Kendimi tanıyamaz olmuştum daha doğrusu ondan sonra kendime hiç rastlamadım.
Ona gittiğim yolda ilk önce saygıya rastladım,arka sokakta şehveti gördüm,köşeyi döndüğümde sevgi bana bakıyordu,yolun sonunda ise aşk beni bekliyordu herseferinde..
Yatağının çarşafında kadınlığımın kokusunu aldım ilk defa.Bakışlarında kış ayında yazı yaşadım.Kollarında küçük bir kız çocuğu edasında kıvrandım,odasının duvarlarına ellerimi bıraktım,fincanında dudaklarımı buldum,bedeninde bedenimi keşfettim,parfüm kullanmıyordum artık onun kokusundan daha güzel değildi ki hiçbir koku.En uzun ayrılığımız 10gün sürmüştü nasılda özlemişti sevişinden belliydi.Kavgalar işin cilvesiydi,her kavga yerinihırçın sevişmeye bırakıyordu.
Aradan bir buçuk yıl geçmişti,asla unutamıycağım bir buçuk yıl.Sonu gelmişti gitmek istedi gitti.Belli ki heycanını yitirmişti,sevgisi bitmişti,belkide sıkılmıştı sebebi yoktu,belki de vardı giden oydu kalan nebilirdi ona göre bu kadar kolay bitemezdi nasıl olsa dönücekti,özliycekti,özlememesi imkansızdı.8ay sonra ancak inanbildim gittiğine.Kendime gelmem ise bir yılımı aldı,aşk ise varmıydı öyle bir duygu hatırlamıyorum şimdilerde.Pişman olmadım hiçbir yaşadığıma bugün olsa yine yaşardım,kalpsiz olarak anmadım asını,kızgında değilim ona,son sevişmemiz kadar hüzün vermiyor anıları hatırlamak.Özlüyorum bazen hırçınlaşıyorum,arada gözlerim doluyor,ağlamaklı konuşmuyorum kimseyle boğazıma toz kaçıyor kimi zaman.
Zaten bir varmış bir yokmuş misali yaşamıyormuydu insanoğlu.Varlığını doyasıya yaşamışsan,yokluğunuda göğüs germesini bilmelisin.Yoksa ilk önce kendine sonra yaşanmışlılara saygısızlık edersin.

8 yorum:

  1. çok ihtiraslı romantizmik duygusal etkileyici.bide siyah fon üstüne beyazla yazmışsınki uyuklayan gözlerimi deldin ))

    YanıtlaSil
  2. acılı sözleriden güzel bir demet

    YanıtlaSil
  3. yazı yazmada yeniyim :) seni çok örnek aldım..

    YanıtlaSil
  4. çok sevindim:) ama bende yeniyim haberin olsun:)

    YanıtlaSil
  5. Tebrik ederim öncelikle :) Bu yazılarda kendimden birşeyler buldum. Herkes aynı şeyleri yaşıyormuş demek hayatında. Eh mutlu oldum doğrusu, tek sorunlu aşık ben değilmişim.

    YanıtlaSil
  6. çok güzel yazmışsınız ellerinize sağlık...

    Anneanne usulü notebook testi

    YanıtlaSil
  7. evet, ama n'olur 'bluz' yaz. 'buliz' değil. yalvarırım! :))

    YanıtlaSil